GAZETECİ SAYIN CEYHUN BOZKURT’UN GERÇEK DIŞI İDDİASINA CEVABIMIZDIR

Aydınlıkçı medya kuruluşlarında muhabirliğe ve gazeteciliğe başlayan, günümüzde ise Yörünge Dergisi yazarlığı ve M5 Dergisi genel yayın yönetmenliği yapan Sayın Ceyhun Bozkurt, “Superhaber” isimli kanalın youtube’daki 10.08.2021 tarihli “Haberin Olsun” isimli programına konuk olarak katılmıştır. Program boyunca, son dönemde Türkiye’nin gündemini meşgul eden ve Ümitcan Uygun isimli şahsın merkezinde olduğu olaylarla ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmuştur.

Bilindiği gibi, kamuoyu “Ümitcan Uygun” ismini ilk kez geçen yıl yayınlanan bazı haberlerle birlikte duymaya başlamıştır. Şahıs bu haberlerde kadın cinayeti, intihar ve uyuşturucu olaylarıyla birlikte anılmıştır. Hakkındaki bazı iddialar nedeniyle de bir süre tutuklu kalmış, sonrasında ise tahliye edilmiştir. Ancak, geçtiğimiz günlerde bir genç kızın Ümitcan Uygun’un evinde ölü bulunmasından sonra, şahsın adının geçtiği olaylarla ilgili tartışmalar yeniden alevlenmiş, bunlarla birlikte olayların yeni bir boyutu daha ortaya konmuştur. 

Son iddialara göre Ümitcan Uygun, Türkiye’nin birçok şehrinde faaliyette bulunan, genç kızların tuzağa düşürülmesinde ve bazı siyasetçilerin de aralarında bulunduğu iddia edilen önde gelen kişilere fuhuş hizmeti vermelerinde rol oynayan bir fuhuş çetesiyle bağlantı halindedir.

Sayın Ceyhun Bozkurt da söz konusu programda camiamızın, güya bahsi geçen fuhuş çetesini koruyan, çete üstü bir yapılanma olabileceği gibi son derece gerçek dışı, akla ziyan bir iddia öne sürmüştür. Her şeyden önce bu son derece izansız, ölçüsüz, mantıksız ve çirkin ithamı nedeniyle Sayın Bozkurt’un camiamızdan özür dilemesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. 

Sayın Adnan Oktar’ın, ateizmin ve materyalizmin en temel dayanağı olan Darwinizm’i tarihin çöplüğüne göndermesi Sayın Bozkurt’u ideolojik yönden rahatsız etmiş olabilir. Bu ideolojik yenilginin kendisinde çok derin izleri de olabilir. Ancak, sırf ideolojik ve siyasi öfke sebebiyle bir avuç tertemiz insana akla hayale sığmayacak bu derece çirkin bir iftirayı böylesine kolaylıkla dile getirmek kendisinin gazeteci kimliğine ve savunduğu değerlere hiç yakışmamıştır. 

Sayın Ceyhun Bozkurt aşağıda sıraladığımız bazı gerçekleri göz önünde bulundurursa, camiamızla ilgili önyargılarının ne kadar yersiz, haksız ve temelsiz olduğuna şahit olacaktır.

SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIMIZIN FUHUŞ, ŞANTAJ, CİNAYET VE UYUŞTURUCU TEMİNİ GİBİ SUÇLARLA HİÇBİR ZAMAN İLGİSİ OLMAMIŞTIR. OLMASI DA ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR

➤ Camiamıza mensup kişilerin ne Ümitcan Uygun’la ne de mensubu olduğu iddia edilen fuhuş çetesiyle hiçbir bağlantıları yoktur. Olması da mümkün değildir.

➤ Camiamız, yaklaşık 40 yıldır devam eden kültürel faaliyetleriyle insanları güzel ahlaktan uzaklaştıran, suça yönelten tüm ideolojilerle en etkin şekilde mücadele ettiğini ispatlamıştır. Sayısız insanın Allah’a iman etmesine, İslam’a geçmesine vesile olan dünya çapındaki kültürel faaliyetlerimiz, inancımızın, ahlakımızın ve ideallerimizin üstünlüğünü gösteren en net kanıtlardır.

➤ Camiamızla ilgili olarak devam eden yargı sürecinde fuhuşla, cinayetle ve uyuşturucuyla bağlantılı hiçbir suçlama yer almamaktadır. Bu yöndeki suçlamalar, camiamıza husumetiyle bilinen odaklarca kara propaganda amaçlı olarak geçmişte dillendirilmiş olsalar da o kadar hayalidirler ki, hakkımızdaki her türlü uydurma suçlamayı iddianameye katmaya çalışmış olan soruşturma eski savcıları Serdar Akan ve Caner Babaloğlu tarafından bile dikkate alınmamışlardır. Zaten soruşturma kapsamında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızdan alınan doku örneklerinde de bu tür suçlamalara delil teşkil edecek hiçbir maddeye veya ipucuna rastlanmamıştır.

➤ İddianamede geçen şantaj suçlamalarının tek bir somut delili ve dayanağı yoktur. Husumetli müştekiler tarafından tehdit edildikleri için aleyhimizde şikayetçi olmayı kabul etmek durumunda kalmış olan insanların asılsız beyanlarının doğru olmadığı ispatlanmıştır. Bu yöndeki suçlamaların hepsi gerçek dışı olduğundan, bahsi geçen şantaj kasetleri de hiçbir zaman ortaya konmamıştır. Bu da, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız tarafından gizlice kayda alınmış ve şantaja uğratılmış hiç kimse olmadığının en net kanıtıdır.

➤ Sayın Adnan Oktar'ın kadınlara ne kadar değer verdiği, onları ne kadar çok sevdiği ve koruduğu herkes tarafından şahit olunan bir gerçektir. Hayatı boyunca kadınların ikinci sınıf varlık statüsünde görülüp arka planda tutulmalarına, ruhen ve fiziken istismar edilmelerine karşı mücadele vermiştir. Bu kapsamda, devletimizin genelevler işletip zavallı mazlum kadınlar üzerinden vergi almasını açıkça eleştirmiştir. Böyle bir sistemin insanlığa ve İslam’a aykırı olduğunu defalarca anlatmıştır. Ancak bu eleştirileri destek göreceğine, genelev uygulaması sonlandırılacağına, genelev vergilerinden pay aldığı için eleştirdiği kurumlar arasında olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm illerimizdeki teşkilatları tarafından ayrı ayrı şikayet edilmiştir. (İlgili soruşturma dosyası takipsizlik kararıyla sonuçlanmıştır.) Yani, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız her şeyden önce inançları gereği fuhşa şiddetli karşı olan, fuhşun son bulması için var güçleriyle çalışan insanlardır. Camiamızın böylesine iğrenç bir suça bulaşan insanları ve çeteleri koruması asla mümkün değildir.

PROGRAMDA SAYIN ADNAN OKTAR VE CAMİAMIZA YÖNELTİLEN ÇİRKİN VE ASILSIZ İFTİRANIN ÖNCEDEN ÖZEL KURGULANMIŞ ARTNİYETLİ VE KASITLI BİR KARALAMA VE İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABASININ ÜRÜNÜ OLDUĞU KENDİNİ AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR. ZİRA, SAYIN CEYHUN BOZKURT PROGRAMDA FUHUŞ ÇETESİNDEN BAHSEDERKEN, OLAY HENÜZ İDDİALARA DAYANAN BİR SORUŞTURMA AŞAMASINDA OLDUĞU İÇİN BAZI ODAKLAR TARAFINDAN OLAYLARLA İLİŞKİLENDİRİLEN HİÇ KİMSENİN ADINI ZİKRETMEMİŞTİR. “A PARTİSİ”, “BELEDİYE BAŞKANLARI” GİBİ GENEL İFADELER KULLANMIŞTIR. İNSANLARIN KİŞİLİK HAKLARINI ÇİĞNEMEMEK İÇİN GAYRET GÖSTERDİĞİNİ BELİRTMİŞTİR. TEK BİR KİŞİ DIŞINDA: SAYIN ADNAN OKTAR!!! SAYIN CEYHUN BOZKURT KONU HAKKINDA KONUŞURKEN, ÜMİTCAN UYGUN DIŞINDA SADECE SAYIN ADNAN OKTAR’IN İSMİNİ AÇIKÇA VERMİŞTİR. ÜSTELİK, BUGÜNE KADAR KENDİSİ DIŞINDA, BAHSİ GEÇEN FUHUŞ ÇETESİYLE CAMİAMIZI ÇİRKİNCE VE MESNETSİZCE İLİŞKİLENDİREN BAŞKA HİÇ KİMSE OLMADIĞI HALDE, BÖYLE UTANÇ VERİCİ BİR İFTİRAYA TEVESSÜL ETMEKTEN ÇEKİNMEMİŞTİR. YANİ SAYIN CEYHUN BOZKURT AÇILAN SORUŞTURMA DOSYASINDA MUHTEMELEN ADLARI GEÇEN KİŞİLERİ İSİMLERİYLE ANMAYA CESARET EDEMEZKEN, DOSYA İLE UZAKTAN YAKINDAN İLGİSİ DAHİ OLMAYAN SAYIN ADNAN OKTAR’IN ADINI ANMAKTA VE KİŞİLİK HAKLARINI ÇİĞNEMEKTE HİÇBİR ÇEKİNCE DUYMAMIŞTIR. İDEOLOJİK ÖFKEDEN KAYNAKLANDIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ BU TUTUM SAYIN BOZKURT’UN DEMOKRAT KİŞİLİĞİNE HİÇ YAKIŞMAMIŞTIR.

Çok açıktır ki Sayın Ceyhun Bozkurt’un olaylarla ilgili olarak Sayın Adnan Oktar’ın adını açıkça verip, hiçbir delile dayandıramayacağı bir iftirayı kolayca atabilmesinin bir nedeni de camiamızdan zarar görmeyeceğinden kesin emin olmasıdır. Zira, Sayın Ceyhun Bozkurt camiamızın büyük fuhuş çetelerini koruyacak güçte bir suç örgütü olduğuna gerçekten inansaydı, tahminimizce diğer mafya yapılanmalarına karşı gösterdiği ürkekliği ve hassasiyeti camiamıza karşı da gösterir ve Sayın Adnan Oktar’ın adını açıkça anmaya cesaret edemezdi.

Çok kısaca özetlemek gerekirse camiamız, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından yapılan düzmece bir ihbarla başlatılan ve bir kısım medyanın da desteğiyle bugünlere kadar getirilen büyük bir komplonun hedefi olduğu için asılsız suçlamalarla dolu bir dosya üzerinden yargılanmaktadır. Söz konusu dosyada yer alan zorla alıkoyma, şantaj, cinsel saldırı gibi asılsız ve delilsiz suçlamaların hiçbir gerçekliği ve hukuki geçerliği yoktur. Tam tersine bu isnatların olmadığını ispatlayan yüzlerce somut delil bulunmaktadır. 

Basına yansıyan söz konusu ithamlar, kumpasçıların dosyada şüpheli haline getirilip ölene kadar cezaevinde çürüyecekleri tehdidiyle korkuttukları suni müştekilerin ve dayatılmış itirafçıların asılsız ifadelerine dayanmaktadır.

Aleyhimizdeki, gerçek dışı oldukları defalarca ispatlanmış olan iddialara bazı husumetli kişi ve çevreler tarafından her geçen gün yeni yeni hayali, çirkin ve mesnetsiz yalanların zoraki eklenmeye çalışılması, ideolojik yenilgilerini yıllardır hazmedemeyen bu çevrelerin husumet ve öfkelerinin, içlerindeki derin ızdırabın tezahüründen başka bir anlam ifade etmemektedir.

İnanıyoruz ki Türk yargısı, camiamıza kurulan komployu yakında bozacak, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın hiçbir suç işlememiş tertemiz insanlar oldukları anlaşılacak, böylelikle Sayın Ceyhun Bozkurt’unkine benzer asılsız iddialar da anlamını tamamen yitirecektir.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.