15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ GECESİ SN. ADNAN OKTAR'IN A9 TV'DEN GECE BOYUNCA DARBE KARŞITI YAYIN YAPTIĞI RTÜK RAPORUYLA DA İSPATLIDIR

15-16 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen menfur FETÖ'cü darbe girişimi esnasında, Sayın Adnan Oktar'ın MEŞRU HÜKÜMET VE SEÇİLMİŞ BAŞBAKAN SAYIN ERDOĞAN'IN SAFINDA NET BİR DURUŞ SERGİLEYEREK YAKLAŞIK 12 SAAT BOYUNCA A9 TELEVİZYONUNDAN CANLI OLARAK DARBE KARŞITI YAYINLAR yapmış olduğunu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'ün, darbe girişimi esnasında A9 TELEVİZYONUNDAN YAPILAN YAYINLARIN ALENEN DARBE KARŞITI OLDUĞUNA İLİŞKİN BİR RAPOR ve KARARININ BULUNDUĞUNU daha önce de belirtmiştik. 

Ne var ki Adnan Bey ve arkadaşlarımız hakkında devam eden yargılamada, gerek iddianame içerisinde gerekse bazı müşteki avukatlarının, "RTÜK tarafından verilen rapor ve kararda, karşıt oy kullanan üyelerin de olduğu" şeklindeki, söz konusu kararın oy birliğiyle değil de oy çokluğuyla alınmış olmasını sorgulayan beyanları nedeniyle tarafımıza açıklama yapmak gereği hasıl olmuştur. Buna göre; 

– BİRİNCİSİ:

Başta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay olmak üzere ceza yargılamaları da dahil, mahkemelerimizde kararların büyük çoğunluğu “OY ÇOKLUĞU” ile verilmekte, kanun koyucumuz özel bazı durumlar haricinde tüm yargı kararlarında “OY ÇOKLUĞU” bulunmasını yeterli kabul etmektedir. Kaldı ki bu durum sadece ülkemizde değil, dahil olduğumuz Kıta Avrupası hukuk sisteminde de geçerli olup, hüküm kurulurken verilen kararlar “OY ÇOKLUĞU” ile de alınabilmektedir. (KARAKEHYA, Hakan. Ceza Muhakemesinde Maddi Gerçek, s.132 vd.)

Ayrıca, demokrasilerin temelinde de yine “OY ÇOKLUĞU” ilkesi bulunmakta ve uygulanmaktadır. Nitekim Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de, Anayasa değişikliği veya benzeri çok özel durumlar haricinde kararlar hep “OY ÇOKLUĞU” ile alınmaktadır. 

Dolayısıyla, iddia makamının ve müşteki avukatlarının bu açık gerçeği görmezden gelerek, RTÜK tarafından verilen; A9 Televizyonunun 15-16 Temmuz tarihlerindeki yayınlarının “DARBE KARŞITI YAYINLAR OLDUKLARINA İLİŞKİN” ÜST KURUL KARARINI kendilerince geçersiz kılma çabaları boş bir çabadır. 

– İKİNCİSİ:

RTÜK Üst Kurulu Uzmanı Candan Sarıdoğan ve Uzman Gül Gümüş tarafından verilen 12.01.2017 tarihli Yayın Hizmetleri İzleme ve Değerlendirme Raporunda, 

(A9’daki) Söz konusu yayın boyunca, menfur darbe girişiminin son derece yanlış ve tehlikeli olduğu, böyle bir darbenin mümkün olamayacağı, toplumun birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu, demokrasinin işlediği, çeşitli vesilelerle ifade edilmiştir.

denilmektedir.

Devamında ise, iddia makamı ile müşteki avukatlarının iddiasının aksine; RTÜK Üst Kurul Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya ve Daire Başkanı Dr. Mehmet Çakırtaş imzalı 16.01.2017 tarihli yazıyla, “Ek’te sunulan izleme ve değerlendirme raporu ve bu rapora ilişkin yayın kaydı incelenmiştir. YAYIN İHLALİ OLMADIĞINA DAİR UZMAN GÖRÜŞÜNÜN UYGUN OLDUĞU KANAATİNE VARILMIŞTIR” denilerek söz konusu uzman raporunun Üst Kurul’a havale edildiği de görülmektedir.

Neticesinde, RTÜK Üst Kurulunca verilen 09.02.2017 tarih, 2017/06 toplantı No. 17 numaralı kararla, uzman raporunun doğruluğu aynen onaylanmış ve 6112 sayılı Kanun kapsamında ihlal olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu karar da oy çokluğuyla alınmıştır. Ancak, MÜŞTEKİ AVUKATLARININ İDDİASININ AKSİNE KARARDA KARŞI OY GEREKÇESİ YER ALMAMAKTADIR. YANİ İDDİA MAKAMININ MÜTALAASINDAKİ DEĞERLENDİRMEYİ NEYE DAYANARAK YAPTIĞI MEÇHUL VE DAYANAKSIZDIR

Ayrıca bir karar oy çokluğuyla verilmişse bu karar elbette ki uygulanır ve gerekçesiz karşı oy üzerinden şahsi çıkarımlarda bulunmak hukuken doğru değildir. Bu tutum iddia makamının iyi niyetli davranmadığının da bir başka örneğidir. 

– ÜÇÜNCÜSÜ:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bir yayın hakkında oylama yapıp karar vermeden önce ilgili yayın veya yayınlar, kurul bünyesindeki uzmanlardan oluşan bir heyet tarafından izlenip incelenmekte ve bunlar hakkında bir “İZLEME ve DEĞERLENDİRME RAPORU” hazırlanmaktadır. Üst Kurul tarafından yapılacak oylama ve verilecek kararlar da işte bu “İZLEME ve DEĞERLENDİRME RAPORU” üzerinden yapılmaktadır. 

Kurum bünyesindeki uzmanlar tarafından hazırlanan bu izleme ve değerlendirme raporunda, 15-16 Temmuz günlerinde A9 Televizyonundan yapılan yayınlar hakkında Üst Kurul Üyelerine sunulan uzman görüşleri, kafalarda en ufak bir soru işareti daha bırakmayacak derecede açık ve net olup aynen aşağıda görüleceği üzere;

  • “Söz konusu program boyunca Adnan Oktar, itidalli olmak gerektiğini vurgulayan, halkı birlik ve bütünlük içerisinde kenetlenmeye davet eden, böyle bir yanlış girişimin ülkeye çok zarar vereceğini, bilakis PKK'yı ise sevindireceğini belirten söylemlerde bulunmuş, 'VATANINI, MİLLETİNİ, DEVLETİNİ SEVEN BÖYLE BİRŞEY YAPMAZ' demiştir.
  • ”Program süresince, zaman zaman HaberTürk, CNN, NTV, A HABER logolu yayın kanallarına bağlanılmış ve bu bağlantılarda; başta Sayın Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere aşağıdaki kişilerin darbe karşıtı konuşmalarına yer verilmiştir

- Sayın Cumhurbaşkanımızın CNN Türk TV'deki Konuşması,

- Sn. Efkan Ala'nın NTV TV'deki Konuşması,- Sn. Abdullah Gül'ün NTV TV'deki Konuşması,

- Sn. Ahmet Davutoğlu'nun Habertürk TV'deki Konuşması,

- Orgeneral Ümit Dündar'ın Ahaber'deki TV'deki Konuşması, 

  • “Söz Konusu yayın boyunca, menfur darbe girişimin son derece yanlış ve tehlikeli olduğu, BÖYLE BİR DARBENİN MÜMKÜN OLAMAYACAĞI, TOPLUMUN BİRLİK ve BERABERLİĞE HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA İHTİYAÇ DUYDUĞU, DEMOKRASİNİN İŞLEDİĞİ, çeşitli vesilelerle ilan edilmiştir”

ifadeleri yer almaktadır. 

Oylamaya katılan Üst Kurul üyelerine sunulmuş bulunan bu rapor, yukarıdaki açıklamalarıyla birlikte O DERECE AÇIK ve SARİH BİR İZLEME VE DEĞERLENDİRME RAPORUDUR Kİ, BU RAPORA RAĞMEN, söz konusu oylamada samimi olarak vicdanıyla hareket eden bir kimsenin asla karşıt oy kullanmaması gerektiği ortadadır. Bu açıdan, kullanılmış karşı oyların samimiyetinden bahsedebilmek mümkün görünmemektedir. 

– DÖRDÜNCÜSÜ:

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda, karara ilişkin oylamanın yapıldığı toplantı tarihi 04.01.2017 olup oylama 15 Temmuz menfur darbe girişiminin üzerinden henüz daha 6 ay bile geçmeden yapılmıştır

Memleketimizi ve devlet kurumlarımızı adeta bir sarmaşık gibi sarmış bulunan FETÖ yapılanmasının ve gizli uzantılarının kurumlarımızdan temizlenmesi için verilen büyük mücadelenin uzun yıllardan beri devam etmekte olduğu, hatta birçok devlet kurumunda halen daha yeni yeni operasyonların yapılmakta olduğu bilinen bir gerçektir. 

Dolayısıyla, daha menfur darbe girişiminin üzerinden henüz 6 ay dahi geçmemişken, RTÜK kararının verildiği o dönem için RTÜK içerisinde hiçbir şekilde FETÖ etkisinin olmadığını söyleyebilmek açıkçası pek de mümkün görünmemektedir. Nitekim, o dönemdeki gazete ve çeşitli medya kanallarına yansıyan aşağıdaki haber başlıklarından da göreceğiniz üzere;

– “RTÜK, FETÖ'nün karargahı olmuş.”

(https://www.ulusal.com.tr/medya/rtuk-feto-nun-karargahi-olmus-h82292.html)

– “RTÜK'deki Paralel Yapı da temizlenecek.”

( https://www.sabah.com.tr/gundem/2015/11/21/rtukteki-paralel-yapi-da-temizlenecek)

– “RTÜK'e de Sızmışlar.”

(https://www.marastanhaber.com.tr/rtuke-de-sizmislar-12465h.htm)

– “RTÜK'teki ihanet ve onuruyla istifa etmek.”

(https://www.star.com.tr/yazar/rtukteki-ihanet-ve-onuruyla-istifa-etmek-yazi-1076494/)

– “RTÜK gerekirse lağvedilecek.”

(https://www.star.com.tr/yazar/rtuk-gerekirse-lagvedilecek-yazi-1071444/)

şeklinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun, içerisinde FETÖ yapılanmasının son derece yoğun olduğu devlet kurumları arasında sayıldığı, RTÜK'te de çok ciddi bir temizlik yapılması gerektiğinin ya da tıpkı Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK)'nda olduğu gibi RTÜK'ün de, ancak komple lağvedilerek temizlenebileceğinin ifade edildiği pek çok haber yayınlanmıştır. 

BU HABERLERİN ALT DETAYLARINDA İSE, ARALARINDA RTÜK BAŞKANININ DA BULUNDUĞU BAZI ÜYELER HAKKINDA,

  • Bu kişilerin, 15 Temmuz menfur darbe girişimi sonrasında yayın lisans süreleri dolan FETÖ'ye ait televizyon kanallarının lisans sürelerini usulsüz şekilde 10 yıl daha uzatmış oldukları, 
  • Kurumdan ihraç edilen FETÖ üyeleri hakkındaki mahkeme kararlarını dahi beklemeden bunların tazminatlarının alelacele ödenmesini sağladıkları 

şeklinde iddialar da olup,  RTÜK Başkanı ile bazı üyeler hakkında FETÖ ile iltisaklı olma suçlamalarında bulunulmaktadır.

İŞİN ÇOK DAHA İLGİNÇ OLAN YANI İSE,

Haklarında FETÖ ile iltisak suçlamasında bulunulan aralarında RTÜK başkanı İlhan YERLİKAYA'nın da olduğu RTÜK üyeleri, Hamit ERSOY, Nurullah ÖZTÜRK ve Taha YÜCEL'in, 15-16 Temmuz günlerinde A9 Televizyonundan yapılan yayınların alenen “DARBE KARŞITI OLDUĞU” YÖNÜNDEKİ ÜST KURUL OYLAMASINDA İSE OLUMSUZ OY KULLANMIŞ OLMALARIDIR !!!

Elbette ki, adı geçen sayın üyeler ile FETÖ Yapılanması aralarında muhakkak doğrudan bir iltisak vardır demiyoruz ancak, aynı üst kurul başkan ve üyelerin FETÖ kanallarının yayın lisanlarının usulsüz şekilde uzatılmasına ilişkin oylamalarda kabul oyu kullanmış olmalarının ve bu konuda medya yer alan iddiaların da GÖZ ARDI EDİLMEMESİ GEREKTİĞİNİ hatırlatmakta da fayda görüyoruz. 

Sonuç olarak, 

15-16 Temmuz 2016 tarihindeki menfur darbe girişimi esnasında, A9 Televizyonundan yapılan yayınların ALENEN DARBE KARŞITI OLUP, DEMOKRASİYİ ve HÜKÜMETİMİZİ DESTEKLER yönde yayınlar oldukları ortada olup, bunu teyit eden RTÜK rapor ve kararlarının, OY BİRLİĞİ ile değil de OY ÇOKLUĞU ile alınmış olmalarının, kararın hükmünü değiştirmeyeceği gibi itibarını eksiltmeyeceği de aşikardır

Değerli Kamuoyunun bilgilerine sunarız.

Saygılarımızla...