KUMPASÇILAR ŞİMDİ DE SERRA'NIN MASUM ANNESİNİ HEDEF ALDI

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandığı davada çok ağır hukuk ihlalleri yaşandığını, bu davanın bir kumpas davası olduğunu geçtiğimiz aylarda çeşitli vesilerle tüm kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu dava kapsamında oynanan yeni bir oyunu kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

24.06.2021 tarihinde Dilek Çelikten isimli bir anne, önce ifadesi alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğüne getirilmiş, daha sonra da hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmıştır. Dilek Çelikten, Adnan Oktar davasında yaşı küçük bir müşteki olan Serra MohammedValipour isimli kızın annesidir. 

Serra’nın gerek sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla, gerekse kendi öz annesi ile ilgili anlatımlarının hepsi gerçek dışıdır, tek bir somut delili dahi yoktur. Ancak gerek Serra’nın 2003 doğumlu olması, gerekse ithamlarındaki sansasyonel detaylar tüm bunların ince ince hesaplanmış ve planlanmış bir oyunun parçası olduğunu göstermektedir. O gün velayet davasında ortaya atılan yalanlar, bugün bizim dosyamızda husumetli müştekiler tarafından adeta mal bulmuş mağribi gibi sahiplenilmiştir. 

Annesi ve babası arasındaki velayet davasında, babasının yanında yaşamak isteyen Serra’nın annesinden velayetin alınması amacıyla ortaya attığı gerçek dışı hikayeler daha sonra dosyamız müştekileri tarafından da kullanılıp geliştirilmiştir. 

Eğer söz konusu iddialarda en ufak bir gerçekli payı olsa, Serra’nın babasının velayet davasında gündeme gelen kızının sözde ileri yaşta birine sunulduğu iddiasının takipçisi olması ve kızının namusunun ve canının korunması için ilgili mercilere gerekli şikayetleri yapmış olması gerekirdi. Ancak Serra’nın babası da anlatılan- ların doğru olmadığını adı gibi iyi bildiği için bu ithamlarla ilgili hiçbir şikayette bulunmamış, konunun takipçisi olmamıştır. 

Ayrıca, dosyada yer alan sözde cinsel taciz ithamı gerçek dışı olmakla birlikte mantık ve akılla da tamamen çelişmektedir. Dilek Çelikten, İsviçre’den Türkiye’ye geldiği bir dönemde A9 stüdyosunda kızyla birlikte Sayın Adnan Oktar’ı ziyarete gelmiştir. Kurgunun mantıksızlığı ve abesliği ise burada başlamaktadır:

Güya Adnan Oktar Serra’yı görür görmez, üstelik de annesinin yanında güya göğüslerini elleyerek taciz etmiştir. Stüdyo gibi bir ortamda, hiç tanımadığı ve kendisini ilk defa ziyarete gelen bir kız çocuğunun, üstelik annesinin yanındayken, görür görmez göğsünü ellemek olabilecek en akıl dışı en mantıksız en abes hikayedir. Çocuğun potansiyel reaksiyonunu, annesinin göstereceği tepkiyi, oluşabilecek anormal ortamı göze alıp henüz göğsü dahi gelişmemiş bir çocuğun bir an için göğüsünü ellemek için bir insanın ancak cinnet geçiriyor olması lazımdır. Ki Sayın Adnan Oktar asla böyle bir şeye tevessül edece bir insan olmadığı gibi böyle bir duruma hiçbir şekilde ihtiyaç da yoktur. Bu hikayenin mantıksızlığı ve abesliği kumpasçıların akılsızlıklarının da ispatı olmuştur. 

Ne var ki hukuki kriterlerin, değerlerin ve uygulamaların tamamen rafa kaldırıldığı dosyamızda böylesine mantıksız, hiçbir delili olmayan, tam tersine anlatılanların hiç yaşanmadığına dair onlarca tanığı olan bir olay dahi insanların tutuklanmasına sebep olmaktadır. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları böyle beceriksizce bir iftira sebebiyle ceza alırken, Serra’nın annesi de akıl almaz ve hukuk dışı mantıklarla tutuklanmıştır. Serra’nın annesi çirkin bir iftirayla tutuklanırken velayeti kendisinde olan kızını, rızası dışında Kazakistan’da tutan, sosyal medyada yer alan paylaşımlara göre içkili ortamlarda bulunduran, neler yaşandığı belli olmayan tekne gezilerine çıkaranlar ise dışarıdadır. 

Yüce Türk adaletinin tüm bunları tek tek ortaya çıkaracağına güvenimiz tamdır, ancak bu vakanın tam olarak anlaşılabilmesi için bazı gerçekleri kamuoyu ile paylaşmamız gerektiğini düşünüyoruz. 

Kendi öz annesi hakkında bile gerçek dışı beyanlarda bulunabilen, kuzenini bile iftira atmakla tehdit eden, çevresinde ilginç kişiliği ile tanınan Serra, dosyamızın husumetli müştekileri tarafından adeta kafakola alınmıştır. Bu kişilerin başında bir dönem Sayın Adnan Oktar’ın yakın arkadaşları arasında yer almış olan FIRAT DEVELİOĞLU gelmektedir. Serra’nın annesi Dilek Çelikten 24.06.2021’de Mali Şube’ye getirildiğinde avukatları da hemen şubeye gitmişlerdir. Bu avukatların verdikleri bilgiye göre Fırat Develioğlu da aynı tarihte ve Dilek Çelikten’in şubeye getirildiği saatlerde Mali Şube’ye gelmiştir! 

Fırat Develioğlu (üstte)

Fırat Develioğlu 20 yılı aşkın süredir Kazakistan’da ikamet eden birisidir. Dilek Çelikten ile aynı gün ve aynı saatlerde Mali Şube’de olması son derece şüphe uyandırıcı bir durumdur. Bu şüphenin birincil sebebi, Serra’nın çeşitli vaadlerle kandırıldıktan sonra KAZAKİSTAN’A, FIRAT DEVELİOĞLU’NUN YANINA YERLEŞTİRİLMİŞ OLMASIDIR! Serra Kazakistan’da Fırat Develioğlu’nun bekar yaşadığı evde kalmakta ve yine Fırat Develioğlu tarafından paralı bir okula gönderilmektedir. Bu durum Devletimiz tarafından yapılan araştırmalarla da sabittir. 


DİLEK ÇELİKTEN’İN MALİ ŞUBE’DE İFADE VERDİĞİ SAATLERDE FIRAT DEVELİOĞLU’NU MALİ ŞUBE’YE GETİREN NEDİR? 

Serra’nın annesi Dilek Çelikten’in Mali Şube’de ifadesinin alınacak olması en başta Fırat Devlioğlu’nu ilgilendirmektedir çünkü Serra Kazakistan’da 2018 yılından 2021 yılının Şubat ayına dek yasal velisi olan annesinin izni olmadan yaşamıştır. Bu durum kanunlarımıza göre suçtur ve bu suçun faili de Fırat Develioğlu’dur. Serra’nın annesi ile babası ayrı olup Serra’nın velayeti mahkeme kararıyla annesinde bulunmaktadır. Ancak buna rağmen Fırat Develioğlu tarafından annesinin rızasına ve mahkeme kararına aykırı olarak yaşı küçük Serra, farklı bir ülkede alıkonulmuştur. 

Dolayısıyla, FIRAT DEVELİOĞLU'NUN ALELACELE MALİ ŞUBE'YE KOŞTURMASININ sebebi de Dilek Çelikten’in kendisi aleyhine bir ifade vermesini engellemeye çalışmak ve Dilek Çelikten üzerinde baskı kurarak onu etkin pişmanlığa (sözde itirafçılığa) zorlamaktır. Bu şüpheli ve şaibeli durumun titizlikle araştırılarak Fırat Develioğlu’nun o gün kim/kimlerle bağlantı kurduğunun yetkili makamlarca tespiti gerekmektedir. 

Bir başka önemli konu ise, gizli yürütülmekte olan bir soruşturma sırasında, basında da hiçbir şekilde paylaşılmamışken, Fırat Develioğlu’nun nasıl olup da Dilek Çelikten’in Mali Şube’ye ifade vermeye getirildiğini öğrenebilmiş olduğudur. Bu durumda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü içinde, gizli yürütülmekte olan bir soruşturma hakkında, o soruşturmanın bağlantılı olduğu davanın bir müştekisine içeriden bilgi veren bazı polis memurları olabileceği akla gelmektedir. Bu durumun da ivedilikle açıklığa kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz. 

Şimdi kısaca Serra’nın nasıl Kazakistan’a gittiğini ve bu konu hakkında elimizde hangi delillerin bulunduğunu bir- likte inceleyelim. Sonrasında da, Serra’nın Adnan Oktar davasının diğer husumetli müştekileri tarafından nasıl kontrol altına alındığını görelim.

Bir süre önce bazı sosyal medya hesaplarında paylaşılan, husumetli müştekiler tarafından da kendi sosyal medya yazılarında doğruluğu kabul edilen bazı fotoğraflar, çok ciddi bir iddia ortaya koymuştur: Adnan Oktar davasının husumetli müştekileri tarafından şikayetçi yapılan yaşı küçük Serra, aynı davanın müştekisi FIRAT DEVELİOĞLU’nun Kazakistan’daki evine yerleştirilmiş, okula yazdırılmış, tüm ihtiyaçları karşılanmıştır. Üstelik henüz annesinin velayeti altında olduğu küçük yaşında, annesinin rızası olmadan Kazakistan’a götürülmüştür. 

Bu konuda bir başka müşteki olan Ümit Kuruca, 17.08.2020 tarihli mahkeme ifadesinde bazı önemli bilgiler vermiştir:

Bu bilginin ortaya çıkması üzerine Serra’nın annesi Dilek Çelikten bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunmuş, bu şekilde bir soruşturma başlatılmış, ve bu soruşturma dosyasında Serra’nın Türkiye’de olup olmadığı, ülkeye giriş–çıkış kayıtları ve uçuş bilgileri sorgulatılmıştır. Bu sorgulamaların neticesinde, Serra’nın Kazakistan yolculukları kesin biçimde ortaya çıkmıştır. 


Serra’nın sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumet duyan kişilerle teması sadece bununla sınırlı değildir. Bir grup husumetli müşteki Serra’yı her yönden tabiri caizse kafakola almış durumdadır. Öyle ki Serra ifade vermeye dahi bu kişiler eşliğinde götürülüp getirilmektedir. 


MÜŞTEKİ SERRA MOHAMEDVALIPOUR’UN İFADEYE GÖTÜRÜLMESİ 

Dava dosyasında, Serra Mohammadvalipour’un ifade tutanağında, “...hatta buraya benimle birlikte gelen SERPİL EKŞİOĞLU’na teslim edilmek istiyorum” diye talepte bulunduğu görülmektedir. Serpil Ekşioğlu 30 yıl boyunca Adnan Oktar’ın arkadaşı olmuş, sonrasında husumetli kişilerle birlik olmuş birisidir. Teslim tutanağında ise şu detaylar yer almıştır: 

Serra Mohammadvalipour bu kadar önemli bir hususta ifade verirken, yanında neden aile ferdinden bir kimse yoktur da bir başka husumetli müşteki olan Serpil Ekşioğlu bulunmaktadır? Üstelik aynı tarihte Serra’nın babası İstanbul’da olmasına rağmen yaşı küçük bir kız çocuğu Vatan Emniyet gibi bir yere ifade vermeye babasıyla değil hiç tanımadığı kendince yaşça çok büyük husumetli müştekilerce götürülmektedir. 

Serpil Ekşioğlu bu davanın reşit olmayan başka müştekilerine de eşlik etmiştir. Dahası, emniyete gelmiş olan bu yaşı küçük kişi, yanında herhangi bir ebeveyni olmaksızın önemli bir soruşturma hakkında ifade verdikten sonra, emniyetteki yetkililer tarafından nasıl olup da akrabası dahi olmayan birine sorgusuz sualsiz teslim edilmiştir? 

Bu konu hakkında Serpil Ekşioğlu soruşturma kapsamında ifade vermeye çağırılmıştır. 28.01.2021 tarihli ifadesinde “2018 yılında Serra Mohamedvalipour isimli çocuğu babasının izni ve İstanbul Cumhuriyet Savcısının talimatı ile teslim aldım” demiştir. Birincisi, Serra’nın velayeti o tarihte annesi olan Dilek Çelikten’de bulunmaktadır, yani babasının böyle bir talepte bulunmaya hukuken yetkisi yoktur. İkincisi, yürütülmekte olan bir soruşturma sırasında bir cumhuriyet savcısı yaşı küçük bir müştekiyi, aynı davanın diğer müştekilerine teslim edemez. Yasalarımız bu durumda yaşı küçük çocuğun yasal velisinin bulunmasını şart koşmaktadır. 

Bir başka ilginç durum ise, Serra’nın soruşturma dosyasına bazı fotoğraflar sunmak istediği zaman yaşanmıştır. 

Serra MohammadValipour kendisine ait resimleri, emniyete teslim etmek yerine husumetli müşteki Uğur Şahin’e teslim etmiştir. Resmiyette Özkan Mamati adına kayıtlı, ancak Uğur Şahin’in kullanımında olan 05330179362 no’lu telefon hattına Serra Mohammadvalipour tarafından gönderilen fotoğrafları İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne Uğur Şahin teslim etmiştir. 

Ancak bu noktada sözde delillerde bir “sahtecilik” yapılmıştır. Söz konusu fotoğraflar Uğur Şahin tarafından montajlanarak emniyete sunulmuştur. Emniyete sunulan fotoğraflarda, Serra Mohammadvalipour’un Adnan Oktar ile birlikte çektirdiği fotoğraftan özellikle anne Dilek Çelikten kesilerek çıkarılmıştır. Evrakta sahtecillik suçuna sebebiyet veren buradaki sinsi amacın ne olduğu son derece açıktır. 

Serra Mohammadvalipour ifade tarihinde reşit olmayan bir çocuktur. Reşit olmayan bir çocuk hakkında husumetli müşteki Özkan Mamati, emniyete verdiği fişleme raporunda “KIZI İSTEDİĞİMİZ ZAMAN TÜRKİYE'YE GETİREBİLİRİZ” şeklinde bir iddiada bulunmuştur. Aynı fişleme raporunda Serra Mohammadvalipour’un annesi Dilek Çelikten için ağıza alınmayacak iftiralar yer almaktadır, babası için ise “İranlı bilinmiyor” şeklinde not düşülmüştür. Bu tarihte birbirlerini dahi tanımayan Serra’nın babası ve bu husumetli müştekiler, ilerleyen süreçte adeta “40 yıllık arkadaşlarmış” gibi ifadeler vermişlerdir. 

Bütün bunlar ışığında sormak gerekir: 

⁉️ ÖZKAN MAMATİ, annesiyle husumetli ve babasını tanımıyor olmasına rağmen, nasıl ve hangi yöntemle Serra Mohammadvalipour’u “istediği an Türkiye’ye getirtebilmeye” muktedir olabilmiştir? 

⁉️ Bu gücü, imkanı, bu konuda ehliyeti nereden almıştır; yaşı küçük bir çocuğu Türkiye’ye “istediği zaman” getirtip onu şikayetçi olarak emniyete götürürken, kendisinden kimsenin hesap sormayacağını, ailesinin peşine düşmeyeceğini nereden bilmiştir? 

⁉️ Emniyete sunulmuş olan “kızı istediğimiz zaman Türkiye’ye getirebiliriz” şeklindeki bu derece özgüvenli fişlemenin he- men ardından gerçekten de Türkiye’ye getirilmiş olan Serra Mohammadvalipour, Türkiye’ye kiminle gelmiştir? Reşit olmayan bir çocuğun Türkiye’ye gelişi ve burada alıkonuşu hangi yöntemlerle olmuş, kimin tekelinde gerçekleşmiştir? 

Özkan Mamati (üstte)

Ele geçen delillerden ve tutanaklardan yola çıkarak konuyla ilgili olarak karşımıza çıkan 4 isim bulunmaktadır: 

(Sözde) Fişlemeyi yapan ÖZKAN MAMATİ

Emniyetteki ifade sırasında “şube müdürlüğünde hazır bulunan” ve Serra Mohammadvalipour’un adeta bir velisiymiş gibi teslim edildiği SERPİL EKŞİOĞLU

Serra Mohammadvalipour’un rızaen teslim tutanağında altında imzası bulunan ve Serra Mohammadvalipour’un elindeki fotoğrafları kendisine teslim ettiği UĞUR ŞAHİN

Kazakistan ayağını organize eden FIRAT DEVELİOĞLU

Bu konuyla ilgili olarak Serra Mohammadvalipour’un annesi Dilek Çelikten’in İstanbul Anadolu Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı savcılık şikayeti şu şekildedir: 

Fotoğrafta Uğur Şahin, yine bir tekne gezisi sırasında yaşı küçük müşteki Serra MohamedValipour ile birlikte içkili bir ortamda görülmektedir. Uğur Şahin’in yanında davanın müştekilerinden Alper Ünek de yer almaktadır. Paylaşımdaki yorum bölümünde Uğur Şahin’in mahkemedeki ifadesinde bu konuda yalan söylediği ikrar edilmiştir. Gerçekten de mahkeme tutanaklarına bakıldığında Uğur Şahin’in bu yat organizasyonlarını inkar ettiği görülmektedir: 

Uğur Şahin bu fotoğraf yayınlandıktan sonra bu konuda yine kendi sosyal medya hesabından çirkin tehditler sıralamıştır: 

Paylaşımdaki iddiaya göre müşteki Serra Mohamedvalipour’un poz verdiği bu ev, husumetli müşteki Özkan Mamati’nin evidir. Bu konuda internet üzerinden yapılan basit bir araştırma, açık kaynak incelemesi, iddianın doğru olduğunu ve evin Özkan Mamati’nin evi olduğunu ortaya çıkarmaktadır: 

Serra (solda), Serpil Ekşioğlu (sağda)

Yukarıda anlattıklarımız ve sunduğumuz fotoğraflar, Serra MohamedValipour’un bir kısım husumetli müştekiler tarafından kontrol altına alındığını ve kendi senaryoları doğrultusunda ifade verdirildiğini göstermektedir. Müşteki Fırat Develioğlu ise Serra’yı Kazakistan’a götürüp kendi evine yerleştirmiştir. Üstelik bunu Serra’nın henüz reşit olmadığı bir zamanda ve annesinin izni olmadan yapmıştır. 

Anne Dilek Çelikten Mali Şube’ye ifade vermeye götürüldüğü gün ve saatte Fırat Develioğlu’nun da Mali Şube’ye apa topar gitmesi işte bi yüzdendir. Bu bilgiyi Fırat Develioğlu’na kimin aktardığı, diğer husumetli müştekilerle Serra’nın bağlantıları muhakkak araştırılmalı ve gerçekler ortaya çıkarılmalıdır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Adnan Oktar Davası Hakkında

Daha Geniş Bilgi İçin

https://iddialaracevap.blogspot.com