DEĞERLİ BASIN MENSUPLARIMIZIN, SAYIN ADNAN OKTAR’IN GÜNCEL FOTOĞRAFLARINI KULLANMALARI BASIN ETİĞİNE DAHA UYGUN OLACAKTIR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında son 5 yıldır yapılan asılsız haberlerde dikkat çeken önemli bir husus, 2018 senesinde haksız ve hukuksuz olarak gözaltına alındığı operasyon sırasında, ortada hiçbir gerekçe yokken, Adnan Bey'in başının zorla öne eğdirildiği fotoğrafların kullanılmasıdır. 

Oysa, değerli basın mensuplarımızın elinde Sayın Adnan Oktar'a ait çok sayıda güncel fotoğraf bulunmaktadır. Kaldı ki, Adnan Bey'in son dönemde Erzurum’daki cezaevinde çekilen ve sosyal medyadaki çok sayıda kullanıcı tarafından binlerce kez paylaşılan son fotoğraflarının, değerli basın mensuplarımızda bulunmaması da zaten mümkün değildir. 

Buna rağmen ilgili haberlerde her seferinde, Adnan Bey'in özellikle gözaltı sırasındaki başı öne eğdirilmiş fotoğraflarının kullanılmasının ardında, kamuoyunda kasten olumsuz bir algı oluşturma amacının bulunduğu düşüncesini uyandırmaktadır.

Bu yapılanın haksız ve hukuksuz olmasının yanında, dürüstlük, samimiyet ve basın meslek ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır. Ancak, burada dikkat çekmek istediğimiz çok önemli bir başka konu daha vardır:

Adalet ve hukukun göz göre göre ayaklar altına alındığı bugünkü mevcut ortamı  fırsat bilerek, “ben yaptım oldu” şeklinde bir mantıkla insanların kişilik haklarını hiçbir ölçü ve sınır gözetmeksizin çiğnemekte sakınca görmeyenlerin, YARIN AYNI ŞEYİN KENDİLERİNE DE YAPILMASININ KAPISINI AÇTIKLARINI UNUTMAMALARI GEREKİR. Gerçek dışı, taraflı ve yanıltıcı haberlerle İNSANLARIN HAKSIZLIĞA, HUKUKSUZLUĞA VE ZULME ALIŞTIRILDIĞI BİR TOPLUMDA bir süre sonra adalete olan inanç ve güvenin giderek zayıflayıp sonunda yok olacağı açık bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki hukuk ve adalet herkes içindir ve herkese lazımdır.

Değerli basın mensuplarımızın, Adnan Bey ve arkadaşlarına yönelik adalet ve hukuk tanımaz karar ve uygulamaların aslında hem toplum geneline hem de kendilerine zarar verdiğini görebilecek feraset ve basirette olduklarını düşünüyoruz. Çünkü bugün Adnan Oktar ve arkadaşlarına yapılan haksızlıkların yarın bir başkasına ya da kendilerine dönmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur. 

Sadettin Tantan isimli kişinin İçişleri Bakanı olduğu dönemde, Adnan Bey ve arkadaşlarına yapılan adaletsizlikleri görmezden gelen veya destekleyen, bundan mutluluk duyup haksızlık ve hukuksuzlukları alkışlayanların, bir süre sonra benzer hukuksuzluk ve davalarla karşı karşıya kalmış olmaları da bu gerçeğin önemli tarihi örneklerinden biridir.

O dönemde, haklarındaki itham ve iddialar sebebiyle ana akım medyaya ait bazı televizyon ve gazete sahiplerinin ve yöneticilerinin tutuklanıp hapis yattıkları, bazılarının gazete ve televizyon kanallarını devredip sektörden çıkmak zorunda kaldıkları, bazılarının ise -basına yansıdığı kadarıyla- rüşvet verip çuval çuval paraları yurt dışına kaçırarak kendilerini zor kurtardıkları kamuoyu hafızasındaki yerini halen korumaktadır.

Ne yazık ki günümüzde de bir kısım medyada, tıpkı o dönemlerdekine benzer bir tarafgir yaklaşımla nefret dolu, sevgisiz bir linç üslubu hakim durumdadır. Benzer nitelikteki uydurma, yanıltıcı, saldırgan, insanları karalayıp linç eden üslup ve haberler sebebiyle vatandaşlarımız maalesef ki günden güne daha da mutsuz, neşesiz bir ruh haline sürüklenmektedir. İnsanlar kendilerini güvensiz hissetmekte, yarın başına ne geleceğini, nasıl bir iftira ya da karalamaya maruz kalabileceğini bilmemenin tedirginliğiyle yaşamaktadır. 

Bu durum ister istemez devlet kurumlarına da yansımaktadır. Yargı ve emniyet gibi devletin en önemli kurumlarında görevli polis, savcı ve hakimler dahi, adaleti sağlamaya çalışırken medya tarafından linç edilme korkusu yaşamaktadırlar. 

Bu yanlış habercilik zihniyetinin körüklediği korku, endişe ve tedirginlik iklimi sebebiyle pek çok vatandaşımız, hatta okul çağındaki gençlerimiz bile, bir yolunu bulup ülkeyi terkedip yurt dışında çalışıp yaşamanın yollarını arar hale gelmişlerdir. 

Özetle, bu yanlış zihniyetin ülkemize ve vatandaşlarımıza hiçbir faydası olmadığı gibi, ekonomiye, toplum sağlığına ve insanlarımızın huzuru ile mutluluğuna büyük bir darbe vurduğu da açık şekilde ortadadır. 

Sayın Adnan Oktar’ın Erzurum’daki cezaevinde çektirmiş olduğu güncel fotoğraflarını buradan bu vesileyle paylaşarak değerli basın mensuplarımızın dikkatlerine sunuyoruz. Adnan Bey hakkında bundan sonra yapılacak haberlerde kendisinin güncel olan bu fotoğraflarının kullanılmasının da tarafsız, dürüst ve ilkeli habercilik anlayışına daha uygun olacağını düşünüyoruz.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.