AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ADNAN OKTAR DAVASI’NA USULEN MÜDAHİL OLMUŞTUR

Adnan Oktar Davası’nın 27.10.2022 tarihli celsesinde, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını açıklamasından sonra, davadaki hükmün açıklanmasına sadece birkaç gün kalmış iken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili dosyaya müdahillik talebinde bulunmuştur. Bu talep mahkemece kabul edilmiştir. 

Televizyon kanallarında dönem dönem boy gösteren bazı yorumcular, yaşanan bu gelişmeyi coşkuyla ve sevinçle, tabiri caizse "zafer nidalarıyla" karşılamışlardır. Konuyla ilgili yayınlanan bazı haberlerde ise söz konusu müdahillik talebinin güya sanıkların savunmalarını çökerten bir adım olduğu ileri sürülmüştür. 

Öncelikle, önemli bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyoruz! Aile Bakanlığı’nın Sayın Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarımızın yargılandığı davaya müdahillik talebinde bulunması 

NE CAMİAMIZA HUSUMETLİ KESİMLERİ SEVİNDİRECEK NE DE DOSYADA YARGILANANLARIN SAVUNMALARINI ÇÖKERTEN BİR GELİŞMEDİR. 

SÖZ KONUSU MÜDAHİLLİK TALEBİ, DOSYADAKİ ASILSIZ İDDİALARI DOĞRULAMADIĞI GİBİ, DAVADA GELİNEN AŞAMAYA BAKILDIĞINDA USULEN, ZORAKİ YAPILMIŞ OLDUĞU HEMEN ANLAŞILAN BİR TALEPTİR.

Herkesçe bilindiği üzere, 11 Temmuz 2018 tarihindeki polis operasyonundan bu yana, camiamıza yönelik ağır bir karalama, hakaret ve iftira kampanyası aralıksız olarak yürütülmesine rağmen, başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Cumhur ittifakının önde gelen isimleri ve siyasiler, kamuoyu önünde aleyhimizde tek bir olumsuz açıklama yapmamışlardır.

Camiamıza yönelik bu büyük oyunu kurgulayanlar, dosyadaki iftiralara konu olayların yakından ilgilendirdiği Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi devlet kurumlarının dosyaya müdahilliği hususunu oldukça önemser hale gelmişlerdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, dosyada bir suç unsuru bulunmadığının farkında oldukları için katılan vekillerinin taleplerine rağmen, 4.5 yıldan bu yana dosyaya müdahil olmaya lüzum görmemişlerdir. 

Ancak, yapılan baskılar neticesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 27.10.2022 tarihinde müdahillik talebinde bulunmuştur. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, yargılamada son aşamaya gelindiği, esas hakkında savunmalara geçildiği ve karar için bir hafta kadar bir süre kaldığı bir dönemde müdahil olması, bunun yalnızca mecburi bir adım olduğunun bir göstergesidir. 

Nitekim, Cumhur ittifakına muhalif kesimlere ait basın organlarında Aile Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı hedef alan yayınlar yapılarak, hatta sayın Bakanımız Derya Yanık Hanımefendi hedef alınarak bir karalama kampanyası başlatılmıştır. 

Aşağıda, bu türden yayınlara örnek olan 2 habere yer verilmiştir: 

Sayın Adnan Oktar’ın, Fahri Başkanlığını üstlendiği Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı sivil bir toplum yapılanması olarak elbette ki kurulduğu dönemden bu yana her kesimden insanla sosyal ilişki halinde olmuştur. Bunların arasında uzun yıllardır AK Parti bünyesinde görev yapan Sayın Derya Yanık gibi siyasetçiler olduğu gibi, farklı siyasi görüşlerinden, ideolojilerden, etnik kökenlerden ve dinlerden insanlar da vardır. 

Dolayısıyla, söz konusu haberleri yapanların, örneğin camia mensuplarımızla tanışıklığı bulunan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu gibi kişilerden hiç bahsetmezken Sayın Derya Tanık’la olan tanışıklığımızı gündeme getirmeleri esas olarak Bakanlıklarımızı Adnan Oktar Davası’nda kendi arzu ettikleri şekilde tutum sergilemeye yöneltmekten başka bir amaç taşımamaktadır. Bu kuruluşlar, materyalist-Darwinist ideolojileri çürüten kültürel faaliyetlerimiz nedeniyle Adnan Oktar Davası’na ideolojik husumetle yaklaştıklarından muhalif oldukları hükümeti de araya katarak kamuoyunu kışkırtıcı haber yapma yoluna gitmişlerdir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamızın, bir silahlı suç örgütü olmakla uzaktan yakından alakası olmayan bir arkadaş topluluğu olduğunu bütün Türkiye bilmektedir. 40 yıla yakın süredir İslam’a, devletimize ve milletimize bağlılığımızı gösteren çalışmalarımız ortadadır. Sayın Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarımızın yaşantı biçimleri ve kültürel faaliyetleri dolayısıyla saldırıya uğradığı konusunda herkes hem fikirdir. 

Dolayısıyla, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi devletimizin güzide kurumları da elbette ki bu gerçeğin farkındadır. ADNAN OKTAR DAVASI’NIN BÜYÜK BİR OYUN OLDUĞUNU BİLDİKLERİ İÇİN 4.5 YILDIR AÇIK DURUMDA OLAN DOSYA İÇİN HERHANGİ BİR MÜDAHİLLİK TALEBİNDE BULUNMAMIŞLARDIR. 

Eğer dosyadaki suçlamaların gerçek olabileceğine biraz da olsa ihtimal verselerdi, dosyaya yönelik müdahillik taleplerini soruşturmadaki gizlilik kararının kalktığı, camiamıza husumetli odakların son derece şiddetli bir karalama kampanyası yürüttükleri ilk aylarda zaten yapmış olurlardı. 

Ayrıca, vurgulamak gerekir ki sadece bakanlıklar değil, dosyadaki suçlamalara ilişkin konularda faaliyet gösteren vakıf ve dernekler de Adnan Oktar Davası’ndaki suçlamalara itibar etmemektedir. Onların da aynı bakanlıklarımız gibi dosyaya yönelik HİÇBİR MÜDAHİLLİK TALEPLERİ OLMAMIŞTIR.

Ancak, özellikle muhalif kesimlerin bu olaydan nemalanmaya çalışmaları, husumetli katılanların ısrarlı talepleri neticesinde Aile Bakanlığımız, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakı'na bir zarar gelmemesi, sözünü ettiğimiz muhalif ve husumetli kesimlerin gereksiz ve suni şaibeler oluşturmasına mahal verilmemesi amacıyla usulen, davaya müdahillik talebinde bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. C.D.’nin yerel mahkemenin önceki heyetince verilen hukuka aykırı tüm mahkumiyet kararlarını esastan bozmasının ardından ikinci kez başlayan mahkeme sürecinde neredeyse tüm işlemler tamamlanmışken, yani kararın açıklanmasına birkaç gün kalmışken yapılan BÖYLE BİR TALEBİN BAŞKA BİR ANLAMININ OLMAYACAĞI AÇIKTIR. 

Ayrıca, yargılanan arkadaşlarımızdan Tarkan Yavaş da mahkeme huzurunda, Sayın Bakan Derya Yanık’ın camiamızı çok yakından tanıdığını belirterek kendisinin tanık olarak dinlenmesini talep etmiştir. 

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.