DEPREMLER İLAHİ İŞARETLERDİR

BAZI ÖNEMLİ DEPREMLER ALLAH’IN, SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARI ÜZERİNDEKİ YAKIN TAKİBİNİN ÇOK ÖNEMLİ İŞARETLERİDİR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaş grubu Allah’ın varlığının, birliğinin ve yaratılış gerçeğinin ispatlanması, Kuran mucizelerinin, iman hakikatlerinin insanlara anlatılması, Darwinizm, materyalizm, komünizm gibi zararlı, batıl ideolojilerin bilimsel delil ve yöntemlerle fikren çökertilmesi, güzel ahlakın tüm dünyaya yayılması, Türk-İslam birliği ülküsünün gerçekleşmesi gibi son derece değerli amaç ve hedefler doğrultusunda 40 yıldan bu yana, tüm imkanlarıyla samimi, akılcı, ilmi, fikri ve kültürel bir faaliyet sürdürmektedir.

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının, bu 40 yıllık mücadele sırasında karşılaştığı çok sayıda olay YER, ZAMAN VE OLUŞ BİÇİMLERİ bakımından son derece manidar işaretler taşımaktadır.

Bu işaretleri taşıyan mucizevi olayların önemli bir bölümü, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına karşı çeşitli dönemlerde planlanan KOMPLOLAR veya bu komplolar sonucunda gerçekleşen POLİS OPERASYONLARI, bu operasyonlar ve DEVAMINDAKİ AŞAMALARDA meydana gelen görülmemiş HAKSIZLIK VE HUKUKSUZLUKLAR sırasında meydana gelmiştir. Bu olaylar arasında en dikkat çekenler ise 1999 ve 2018 yıllarında gerçekleşen DEPREMLERdir.

ÖNCELİKLE BURADAN, TÜM FELAKETLERDE OLDUĞU GİBİ, BU DEPREMLERDE DE HAYATLARINI KAYBEDEN DEĞERLİ VATANDAŞLARIMIZI RAHMETLE ANMAYI BİR BORÇ BİLİYORUZ. 

RESULULLAH EFENDİMİZ'İN (SAV) HADİSİNDE BİLDİRDİĞİ ÜZERE, DEPREM VE BENZERİ FELAKETLERDE YAŞAMLARINI YİTİREN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN İNŞAALLAH, ALLAH KATINDA ŞEHİTLER, YARALANANLARIN GAZİLER, KAYBETTİKLERİ MALLARIN DA SADAKA HÜKMÜNDE OLDUĞUNU BU VESİLEYLE BİR KERE DAHA HATIRLATMAK İSTİYORUZ.

Söz konusu depremlerle ilgili, Kader-i İlahi'nin mucizevi tecellileri olan bazı ilginç rastlantıları ise şöyle inceleyebiliriz:


1– GÖLCÜK DEPREMİ, 17 AĞUSTOS 1999

Belli bir zaman önce camiamıza sızdırılmış ve sonradan kriminal bir geçmişe sahip olduğunu öğrendiğimiz polis muhbiri bir kadın, 16 Ağustos 1999 akşamı gözaltına alındı. Gerçekte tamamen göstermelik olan bu gözaltıyla amaçlanan, polis muhbiri kadının eski kriminal geçmişi camiamızla ilişkilendirilerek bunun üzerinden kurgulanacak düzmece bir iftira senaryosuna ve sahte suçlamalara bahane oluşturabilmekti. Bu komplo hazırlığını müteakiben camiamıza operasyon düzenlenmesi planlanıyordu.

Muhbir kadın da operasyonun sözde itirafçısı olacak, kendisine Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız aleyhinde yalan beyanlar verdirilip iftiralar attırıldıktan sonra serbest bırakılacaktı. Dikkat edilirse, temel komplo mantığı ve iftiracı modeli, 11 Temmuz 2018 operasyonuna zemin hazırlayan komplonun mantığıyla ve kimi iftiracıların durumuyla çok benzerdi.

Ne var ki işler planlandığı gibi gitmedi. Aynı gece, yani 17 Ağustos 1999, saat 03.02'de gerçekleşen 7.4 şiddetindeki tarihi Gölcük Depremi ile komplo yarım kalarak suya düştü. Herkes gibi kompolcular da canları derdine düştüğü ve ülke topyekun bir kriz ortamına girdiği için operasyon süreci iptal edildi. Muhbir kadın serbest bırakıldı ve olay kapatıldı.

Oysa, planlanan komplo ve devamındaki operasyon için tüm hazırlıklar tamamdı. O dönem sırf camiamıza özel olarak ECEVİT HÜKÜMETİ'NE "Organize Suçlar Kanunu" bile çıkartırılmıştı. Ancak, 17 AĞUSTOS DEPREMİYLE KUMPAS SÜRECİ KESİNTİYE UĞRADI ve ileri bir tarihe ertelendi.

Bu gerçek, ancak yıllar sonra bu olaylara dahil olan kişilerin itirafları ile ortaya çıktı. Üst rütbeli bir Emniyet Müdürü yıllar sonra şu açıklamayı yaptı: "OPERASYON YAPACAKTIK. DEPREM OLDU..."

 Türkiye tarihinin en çok can ve mal kaybına yol açan, en büyük depremlerinden biri olan Gölcük Depremi'yle ilgili çok ilginç bir İlahi işaret daha vardır:

– Depremin tarihi Ağustos 1999 diğer bir ifadeyle 8.99 dur.

– Kuran'ı Kerim'in Zilzal, yani "ZELZELE, DEPREM" isimli suresi de ayetli 99. suredir

Bunun son derece mucizevi bir mutabakat olduğunu ayrıca belirtmeye gerek yoktur.


2– DÜZCE DEPREMİ, 12 KASIM 1999

17 Ağustos depremi yüzünden ertelenmek zorunda kalınan kumpas operasyonu 4 ay sonra 12 Kasım 1999 tarihinde sabaha karşı gerçekleştirildi. Ancak, AYNI GÜN bu sefer de 12 Kasım 1999'da DÜZCE DEPREMİ gerçekleşti.

Bu depremin gerçekleştiği dakikalar ise yine manidar işaretler içermektedir. 17 Kasım tarihinde gün boyu devam operasyonlar akşam üstü sonuçlandı. Tüm gazete ve televizyon kanalları bu kumpas operasyonunu “Şok”, “Flaş”, “Son Dakika” gibi abartılı başlıklarla ve büyük bir iştahla vermeye hazırlanırken SAAT 19:00’DAKİ AKŞAM ANA HABER BÜLTENLERİNE 3 DAKİKA KALA YANİ SAAT 18:57 DE MEYDANA GELEN DÜZCE DEPREMİ İLE TÜM GÜNDEM BİR ANDA DEĞİŞTİ.

Her açıdan, türü asparagas ve karalamalarla köpürtülmesi planlanan operasyon haberleri için hazır tutulan "Şok", "Flaş", "Son Dakika" türünden manşet ve sloganlar da deprem haberlerine tahsis edildi. Operasyon haberleri ise ikinci sıraya düşerek sıradan günlük bir haber düzeyinde aktarıldı.

Aynı şekilde, ertesi gün operasyonu kapaktan sürmanşet verecek gazeteler, ilk sayfalarını mecburen depreme ayırıp operasyon haberlerini iç sayfalara taşıdılar. Ana sayfalarda, Hürriyet'in "ACI ALLAH'IM" benzeri yalvarış ve yakarış manşetleri yer aldı.

Düzce Depremi olduğu anda çok manidar bir olay daha gerçekleşmiştir. Sayın Adnan Oktar, depremden birkaç dakika önce polis memurları tarafından Vatan caddesindeki Emniyet Müdürlüğü'nün nezarethanesine doğru götürülürken memurların, "HOCAM SİZİ DE NEZARETE GÖTÜRÜYORUZ, SAKIN ŞİMDİ DEPREM FİLAN OLMASIN" şeklindeki müstehzi konuşmalarının hemen ardından İstanbul'da da ciddi biçimde hissedilen 7.2 şiddetindeki Düzce Depremi meydana gelmiştir. Öyle ki Sayın Adnan Oktar nezarethaneye girdikten sonra polisler kapısını dahi kilitlemeye fırsat bulamadan can havliyle kaçıp binanın dışına çıkmışlardır.

Depremden sonra ise “Hocam sizi aldık deprem oldu” diyerek şaşkınlıklarını dile getirmişlerdir. Bu mucizevi olaylara bizzat şahit olan kişiler de halen hayattadır.

Türkiye tarihinin 7 şiddetinin üzerindeki çok büyük 2 depreminin aynı 99 YILI İÇİNDE gerçekleşmesi, her iki depremin de Sayın Adnan Oktar'a ilkinde komplo ve ikincisinde operasyon düzenlenilen GÜNLERDE meydana gelmesi, Kuran-ı Kerim'in ZELZELE suresinin 99. SURE olması tesadüflerle açıklanacak olaylar değildir.


3– SİLİVRİ DEPREMİ, 26 EYLÜL 2019



Depremlerin İlahi işaretleri bu kadarla da kalmamış, 11 Temmuz 2018 operasyonuyla başlayan ve gelişen olaylar zincirinde de kendini göstermiştir. Bu olaylardaki harikalıkları incelersek:

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının 13 Eylül 2019'dan bu yana yargı süreçlerinin devam ettiği mahkeme SİLİVRİ'dedir.

Uzmanlar tarafından hiç tahmin edilmediği için “SÜRPRİZ” olarak değerlendirilen 5.8 şiddetindeki 26 Eylül 2019 depreminin merkezi de SİLİVRİ olarak tespit edilmiştir.

Deprem, tam DURUŞMANIN YAPILDIĞI DAKİKALARDA meydana gelmiştir.

Deprem, HEYET BAŞKANI'NIN SAYIN ADNAN OKTAR'IN İSMİNİ ZİKRETTİĞİ ANDA meydana gelmiştir.

Deprem, orada bulunanlara zarar verecek şekilde yıkıcı olmamakla birlikte çok şiddetli ve UYARICI bir deprem özelliği taşımaktadır.

Sayın Adnan Oktar cezaevindeyken aylar öncesinde hadislerin işaretlerini yorumlayarak Allah'ın dilemesiyle 2019'un Muharrem ayında bir deprem olacağını söylemişti.

Mahkeme sürecinde ve tam da duruşma esnasında gerçekleşen Silivri depreminin şiddeti 5.8'dir. Kuran'ı Kerim'in 5. (Maide) suresinin 8. ayetinde ise Cenab-ı Allah, şahitlerin adil olmasını, hakkın ve adaletin ayakta tutulmasını, kendisine kin duyulan bir topluluğa adaletle hükmedilerek Allah'tan korkup sakınılmasını emretmektedir.

Ey iman edenler, ADİL ŞAHİTLER OLARAK, ALLAH İÇİN, HAKKI AYAKTA TUTUN. BİR TOPLULUĞA OLAN KİNİNİZ, SİZİ ADALETTEN ALIKOYMASIN. ADALET YAPIN. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi (5), Ayet 8)



Önceki iki depremde olduğu gibi Silivri depreminde de meydana gelen hayret verici tevafuklar, mucize-i İlahiyeler üzerinde biraz düşünüsek aklımıza şu sorular gelecektir:

1– Sayın Adnan Oktar, hayatı boyunca Silivri'ye gitmemiştir. Silivri'nin de tarihinde hiç bu büyüklükte bir deprem olmamıştır. Tam da Sayın Adnan Oktar’ın hayatında ilk defa orada bulunduğu bir sırada Silivri tarihinde de ilk defa büyük ölçekli bir deprem olmuştur.

Kaç insanın hayatında, ilk defa gittiği ve tarihinde deprem olmamış bir şehirde ilk defa deprem olur?

2– Kaç insan, hayatında kaç defa Silivri’de yargılanır ve tam da yargılanması esnasında böyle önceden hiç öngörülmeyen bir deprem meydana gelir?

3– Pek çok duruşma salonu bulunan ve aynı anda birçok duruşmanın yapıldığı Silivri yerleşkesinde deprem günü sadece Sayın Adnan Oktar ve 170 arkadaşının duruşması yapılmaktadır.

Silivri’de meydana gelen depremin tüm yerleşkede sadece camiamızın duruşmalarının yapıldığı bir güne denk gelmesi tarihte başka kaç kişi ya da grubun başına denk gelebilecek bir olaydır?

4– Ayrıca hangi insanın hayatında ilk defa, 170 kişiyle birlikte yargılanırken tam adının anıldığı anda deprem olduğu görülmüştür?

5– Tarihte görülmemiş zulüm, haksızlık ve hukuksuzluklarla karşı karşıya kalan hangi TOPLULUĞUN, yargılanması esnasında mahkeme salonunda 5.8 şiddetinde bir deprem olur da Kuran'ın birebir aynı rakamları içeren 5/8. ayetinde "kendisine kin duyulan bir TOPLULUĞA karşı adaletin gözetilmesi" emredilir?

6– Kaç kişi aylar sonra gerçekleşecek, hem de hiç kimsenin tahmin ve beklentisi içinde dahi olmayan bir depremi önceden tam ayını bildirerek haber verebilir?



İŞTE BURAYA KADAR SAYDIĞIMIZ ÇOK SAYIDA HAYRET VERİCİ TEVAFUKLAR, HARİKALIKLAR, MUCİZEVİ OLAYLAR VE MUTABAKATLAR, ALLAH'IN MÜSLÜMANLARIN HAK YOLDA OLDUĞUNA, KENDİSİNİN RAHMET, İNAYET VE KORUMASI ALTINDA OLDUKLARINA DAİR APAÇIK BİR DAMGASIDIR. HEPSİ, ALLAH'IN YAKIN TAKİBİNİN ALAMETLERİDİR.



Değerli İslam alimi, geçtiğimiz Hicri 13. yüzyılın Müçtehidi olarak kabul edilen Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri de depremlerin İlahi işaretler taşıdığına, Denizli Mahkemesi'nde yaptığı müdafaasında şu şekilde dikkat çekmiştir.

“Ey Efendiler,

Dört senede DÖRT DEFA DEHŞETLİ ZELZELELER, tam tamına dört defa Risale-i Nur şakirtlerine ŞİDDETLİ BİR SURETTE TAARRUZ VE ZULÜM ZAMANLARINA TEVAFUKU ve her bir zelzele dahi TAM TAARRUZ ZAMANINDA GELMESİ; ve hücumun durmasıyla zelzelenin durması işaretiyle, şimdiki mahkûmiyetimizle gelen semâvî ve arzî belâlardan siz mes'ulsünüz! (Denizli Hayatı / Denizli Mahkeme Müdafaası)